68’lilerin savaşsız ve sömürüsüz bir dünya konusundaki düşlerine ne oldu?
Kapitalist ekonominin dünya çapında bir bunalımdan uzak olduğu bir zamanda patlayan 68 olayları, pek çok ülkede eşzamanlı –ancak ülkelerin özgül durumuna göre oldukça farklı- biçimde ortaya çıkmıştı. Fransa’da işçi sınıfı ve ideolojisi ile güçlü bağlar kuramayan ‘entelektüel’ öğrenci hareketi, Marksizmi değil Marksizm eleştirilerini; Herbert Marcuse, Frantz Fanon ve Regis Debray gibi işçi sınıfı dışındaki toplumsal katmanların dışkısında altın arayan yazarları okuyorlardı. Freud’un çerçevesini aşamayan Marcuse’un “Aşk ve Uygarlık” çalışması tarafından sınırları belirlenen ‘cinsel devrim’in peşinden koşuyorlardı. Bu süreç Alain Teuraine’in ifadesi ile “bir sömürü toplumundan çıkarak, bir yabancılaşma toplumuna” girişin göstergesiydi.
Kapitalist ekonominin dünya çapında bir bunalımdan uzak olduğu bir zamanda patlayan 68 olayları, pek çok ülkede eşzamanlı –ancak ülkelerin özgül durumuna göre oldukça farklı- biçimde ortaya çıkmıştı. Fransa’da işçi sınıfı ve ideolojisi ile güçlü bağlar kuramayan ‘entelektüel’ öğrenci hareketi, Marksizmi değil Marksizm eleştirilerini; Herbert Marcuse, Frantz Fanon ve Regis Debray gibi işçi sınıfı dışındaki toplumsal katmanların dışkısında altın arayan yazarları okuyorlardı. Freud’un çerçevesini aşamayan Marcuse’un “Aşk ve Uygarlık” çalışması tarafından sınırları belirlenen ‘cinsel devrim’in peşinden koşuyorlardı. Bu süreç Alain Teuraine’in ifadesi ile “bir sömürü toplumundan çıkarak, bir yabancılaşma toplumuna” girişin göstergesiydi.