The Dreamers

68’lilerin savaşsız ve sömürüsüz bir dünya konusundaki düşlerine ne oldu?
Kapitalist ekonominin dünya çapında bir bunalımdan uzak olduğu bir zamanda patlayan 68 olayları, pek çok ülkede eşzamanlı –ancak ülkelerin özgül durumuna göre oldukça farklı- biçimde ortaya çıkmıştı. Fransa’da işçi sınıfı ve ideolojisi ile güçlü bağlar kuramayan ‘entelektüel’ öğrenci hareketi, Marksizmi değil Marksizm eleştirilerini; Herbert Marcuse, Frantz Fanon ve Regis Debray gibi işçi sınıfı dışındaki toplumsal katmanların dışkısında altın arayan yazarları okuyorlardı. Freud’un çerçevesini aşamayan Marcuse’un “Aşk ve Uygarlık” çalışması tarafından sınırları belirlenen ‘cinsel devrim’in peşinden koşuyorlardı. Bu süreç Alain Teuraine’in ifadesi ile “bir sömürü toplumundan çıkarak, bir yabancılaşma toplumuna” girişin göstergesiydi.

Kapitalizmin vaat ettiklerinden daha ilerisini düşleyemeyen 68 kuşağı, sonunda kapitalizmin en büyük tuzaklarından biri olan demokrasicilik kapanına yakalandı. Kapanın içinde yetişen sinemacılardan biri –zamanının Marksist sinemacısı diye lanse edilen- Bernardo Bertolucci, seks, sinema sevgisi ve felsefe üçgeninde geçen son filmi The Dreamers (Düşler, Tutkular ve Suçlar)’da, kamerasını 68 Fransa’sına çevirerek, o yılların belki de en iyi olan şeylerini müziğini ve sinemasını sömürüyor. Birilerinin mutlaka filmi iyi bulduklarını belirtmek için söyleyeceği ‘çekim tekniği çok iyi’ ya da ‘ama çok güçlü bir konusu var’ türü basitlikler bir yana The Dreamers, neyin ön plana çıkartılmak istendiği, neyin anlatılmaya çalışıldığı konusundaki belirsizlikleri ve kafa karışıklıkları ile 68 kuşağının -onun önde gelen bir sinemacı temsilcisi nezrinde- ideolojik yamuluşunun filmi.
Fransa’nın bu film için Bertolucci’ye sempatik görünmesindeki nedenlerinden biri Fransız sinematekinin sinefilleri ise, diğeri de o yıllarda Fransa’da müziğin iyi olması ve iyi müzik dinlenmesi. Filmin müzikleri, filmin ne anlatıldığı belirsiz fikirleri kadar çeşitli; tek farkla ki müziklerin çeşitliliği filme oranla çok daha fazla şey anlatıyor. Gençliğin ateşe verdiği barikatların ateşi, dönemin iç gıcıklayan müzik parçalarının üzerine düşüyor.

Charles Trenet'in 'La Mer'i, Edith Piaf'ın 'Non, Je Ne Regrette Rien'i gibi klasik şansonlar, Françoise Hardy'nin romantik Fransız popu 'Tous Les Garçons Et Les Filles'i, Grateful Dead'in 'Dark Star'ı, Steve Miller'ın 'Song For Our Ancestor'u, Jimi Hendrix'in 'Third Stone From The Sun'ı gibi psychedelic rock parçalar, Doors'un 'The Spy' adlı blues parçası, Martial Solal 'New York Herald Tribune'ü gibi caz parçaları bu soundtrack albümünde gayet iyi yan yana duruyor. Albümdeki tek yeni parça, filmin başrol oyuncularından Michael Pitt'in söylediği Jimi Hendrix yorumu 'Hey Joe'. Yönetmen Bertolucci tarafından örgütlenen şarkı, albümün bütünlüğünü bozmuyor.
Pek çok film vardır ki, sadece müzikleri ile hatırlanır.
The Dreamers'ın bunlardan biri olup olmayacağı henüz kesin değil, ama en azından bazı sahnelerinin müzikleriyle hafızalara kazınacağı muhakkak. Ancak, bu müzikler filmi nereye kadar kurtarabilir?

Yapım Yılı : 2003
Dvd Formatı : DVD5
Dublaj Dilleri : Türkçe 2.0 - İngilizce 5.1
Altyazılar : Türkçe - İngilizce
DVD Seçenekleri : İnteraktif Menü - Sahne Seçenekleri
Görüntü Tipi : PAL
Dvd Bölge : Bölge 2 (R2)
Görüntü Formatı : 16:9 Widescreen
Dvd Süresi : 115 Dakika


The Dreamers [2003] Düşler, Tutkular ve Suçlar/The Dreamers (Türkçe Dublaj) Мечтатели / The Dreamers (2003)

No comments:

Post a Comment